Kategoriler

Oyun Dönemi

Okul öncesi çağ adı da verilen üç ile altı yaş arası, çocukluğun en renkli dönemlerinden biridir. Bu dönemde çocuk konuşkan, cıvıl cıvıl ve yaşam doludur. Sokulgan ve sevimlidir. Durmadan sorar: "Anne bu ne? Baba bunun adı ne? neden? niçin?" sorularının ardı gelmez.

Sık sık büyüklerin sözünü keser; "Baba bana da söyle !" diye araya girer. Sonu gelmez bir öğrenme açlığı vardır. Her şeyi bilmek, tanımak ister. Anne babayı bunaltıncaya dek sorar, sorar! Söz dağarcığı büyümüş, anlatım gücü artmıştır.

Özerklik döneminin inatçılığı ve olumsuzluğu gitmiş, onun yerini söz dinlerlik almıştır. Karıştırıcılığı sürse de iki yaş çocuğunun kırıcılığı ve zararcılığı kalmamıştır. Uğraşları amaca yöneliktir. Girişken ve yardıma hazırdır. Kendi işini kendi görmeye bayılır. Annenin ayağına dolaşır ama tutturuculuğu azalmıştır.

Yaramazlıkları sevimli yaramazlıklardır. Hep Ben!, Ben!, Benim; Benim!" diyen iki yaş çocuğu gitmiş, yerine 'Ben de, Ben de, Biz, Bizim' diyen toplumsal bir yaratık gelmiştir. Anne çocuğu her an denetlemek zorunda değildir.

Durmadan konuşup sorduğu gibi, gün boyu yorulmadan, usanmadan oynar. Oyunlarında arkadaş arar; Bu nedenle eve sığmaz olur. İkili ve üçlü oyunlar başlar. Yaşıtlarıyla ilişki kurmaya, birlikte oynamaya ve paylaşmaya yatkındır. Başka bir deyişle, toplumun küçük bir üyesi olma yolundadır.

Bağımsızlığı artmıştır. Kendi yemeğini kendi yer. Çişini ve dışkısını haber verir. Kendi başına giyinmeye çabalar. Elini kolunu daha becerikli kullanır. Yürümesi ve koşması daha dengelidir. Masallara, öykülere, çizgi filmlerine ilgi başlar. Masallardan ve hele korkulu öykülerden hemen etkilenir. Öcüler, umacılar, cinler, hortlaklar onun için korkutucu gerçek varlıklardır.

Bu çağ çocuğunun çok canlı bir hayal gücü vardır. Duyduklarını abartır, gördüklerini çarpıtarak aktarır. Olmamış şeyleri olmuş gibi anlatmaya bayılır. Bilmediğini yakıştırır. Yeni öğrendiği sözleri durmadan yineler. Kendiliğinden sözler uydurur. Uyaklı (kafiyeli) sözlere, tekerlemelere ve ayıp sözlere ilgi duyar.

Dinlemez görünürken duyar, bir duyduğunu bir daha unutmaz. Çok canlı hayal gücü nedeniyle kolay korkar, çabuk etkilenir. Deneylerinin az, düşünce yeteneklerinin kısıtlı oluşu nedeniyle her şeye kolay kanar. Gerçekle gerçek olmayanı karıştırır.

Bu çağ çocuğu çizikler, sıyrıklar ve küçük yaralanmalardan çok etkilenir. Bir damla kan görse avaz avaz ağlar, ilaç sürsün diye annesine koşar. Bu çağ çocuğunda benlik duygusu iyice gelişmeye başlar. Her şeyden önce kız veya erkek olduğunu ayırt eder. Kız ve erkek ilgileri iyice belirir. Bu çağda kız - erkek oyunları sürerse de erkeklerin ayrı, kızların ayrı kümelerde toplanma¬ya başladıkları görülür.

Özdeşim

Oyun çağının öteki belirgin özelliği anneye babaya benzeme çabası ve öykünmedir (taklittir). Bu yaşlarda kız çocuğu anneye hayrandır. Anneyle bir arada bulunmaktan, onunla mutfakta iş yapmaktan çok hoşlanır. Her haliyle anneyi sevindirmek, onun beğenisini kazanmak ister gibidir. Arada bir hırçınlığı tutsa da genellikle anne sevgisini sürdürmek isteği baskındır. Onun hoşuna gidecek işleri yapmaya özen gösterir. "Bak anne ben ne yaptım!" diyerek ondan övgü bekler.

Anneyi giyinirken soyunurken, özellikle de süslenirken hayranlıkla izler. Onun süs eşyalarını kullanmaya bayılır. Dudak boyasını yüzüne bulaştırır. "Tırnaklarımı boya" diye tutturur. Annenin topuklu pabuçlarını giyer, kolye ve bileziklerini takıp ortalığa çıkar.

Özellikle babasına görünmeye dikkat eder. Bu davranışta hem anneye benzeme hem de kendini babaya beğendirme isteği gizlidir. Başka bir deyişle annesine bağlılığı ve sevgisi ile babasının beğenisini kazanmak isteği bir arada gider.

Kimi kız çocuklarında bu davranış daha da belirgindir. Anneyle baba'yı bir arada görünce hemen araya girip konuşmayı keser, babanın ilgisini çekmeye çalışır. Babanın kucağına oturup "Benimle konuş, bana bakarak konuş !" der. Dört - beş yaşlarında çoğu kız çocuğu annesine: "Anne ben büyünce babamla evleneceğim" der.

Benzer davranış erkek çocuklarda da görülür, Erkek çocuk da babasına hayrandır. Onun gözünde babadan daha becerikli, daha akıllı ve daha güçlü kimse yoktur. Yaşıtlarıyla konuşurken, "Benim babam senin babanı döver !" diye tartışmaya girişir.

Yürüyüşünde, konuşmasında babayı bilinçli ve bilinçsiz olarak benimsediği belli olur. Babanın piposu ağzında gezer. Baba gibi tıraş olmaya kalkar. "Ama babam öyle yapıyor ben de yapacağım !" der.

Kızın anneyi benimsemesi, erkek çocuğun da babayı örnek alması kişiliğin gelişmesinde en önemli olaydır. Erkek çocuk erkek kimliğini babaya benzeyerek, kız çocuk da kız kimliğini anneye benzeyerek kazanır.

Ruhbilim dilinde bu ruhsal olaya özdeşim adı verilir. Bu, anne baba niteliklerinin içe sindirilmesi, özümsenmesidir ve bilinçli öykünmeden çok daha derine inen bir benimseme olayıdır.

Özdeşim yapma eğilimi öyle güçlüdür ki çocuk anne babanın tutumlarım, duygularını ve huylarını kendi benliğine mal eder, kendi kişiliğinin bir parçası durumuna getirir, Bunu yaparken anne babanın istek ve eğilimlerine duyarlık kazanır.

Onların doğru, iyi ve uygun gördüğü özellikleri özümsemeye, yanlış, kötü ve beğenilmeyen davranışlardan kaçınmaya çabalar. Kısacası ona yön verecek olan kuralları ve değerleri benimser. Öte yandan yasaklara uyar, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmasına yarayan, davranışına yön veren bir üst benlik geliştirir. Cezadan korktuğu için değil, öncelikle anne baba sevgisini sürdürebilmek amacıyla olumlu özellikleri benimser.

Ceza korkusu ikinci derecede bir etkendir. Doğaldır ki özdeşimin yolunda gitmesi için ilk koşul, anne baba ile çocuk arasında sevgi ve güven bağının bulunmasıdır. Türkçede çocukların ana ve babayı örnek alarak yetiştiklerini anlatan pek çok deyim ve atasözü vardır: "Kız anadan öğrenir bohça düzmeyi, oğlan babadan öğrenir koyun yüzmeyi" "Kız anadan görmeyince sofra sermez !"

Erkek çocuk bir yandan babasını örnek alıp onun niteliklerini benimserken, öte yandan da anneyi babadan kıskanır. Kız çocuğun kendini babaya beğendirmek isteyişi gibi o da sevdiği annesini kendine alıkoymak ister sanki. "Anne, ben büyünce sana bakarım" der. Baba yolculuğa çıkınca, "Anne korkma ben varım!" der. Anneyle yatmak ister.

Bu yaşlarda çocukların bu çok olağan tutumu kimi anne babayı şaşırtır, öfkelendirir. Azarlayarak sustururlar. Oysa çocuktaki bu romantik sevgi gelişen erkek veya kız kimliğinin doğal bir sonucudur. Sevdiği kişiyi başkasıyla paylaşmak istememekten doğar.

Bu yaş çocuğu, kendisini bu denli seven annesinin geceleri kendisini bırakıp babayla bir yatakta yatışını anlayamaz. Babayı kendisine rakip görür. Anneyi babadan kıskanır. "Büyüyünce ben seninle evleneceğim" diyen bir erkek çocuğa annenin: "Beni sevdiğini biliyorum. Ama ben hep senin annen kalacağım. Sen de hep benim oğlum olarak kalacaksın. Ben de seni oğlum olarak seveceğim!" demesi yeterlidir.

Tepki göstermek, azarlamak çocuğu bocalatır ve sulandırır. Ancak bu yaş çocuklarının anne baba odasında yatırılması bu bakımdan sakıncalıdır. Geçici olan bu tür duyguları alevlendirir. Suçluluk duyguları geliştirir. Anneye duyduğu duygular ve ona sahip olma eğilimleri nedeniyle babanın cezalandıracağından korkar.

Oyun Döneminde Kazanılan Nitelikler

3. Yaş

- Küplerden bir köprü kurabilir.
- Ayakkabısını ayağına geçirebilir, düğmesini ilikleyip çözebilir.
- Çizilen bir çemberi bakarak çizer.
- Soyadını söyler.
- Kız veya oğlan olduğunu bilir ve söyler.
- Söylenen üç sayıyı ezberden yineler.
- "Benim bir bebeğim var" gibi kısa cümleleri yineleyebilir.

4. Yaş

- Bir kareyi kalemle kopya edebilir.
- Bir artı işareti çizebilir.
- Bir kâğıdı köşeden katlayabilir.
- Söylenen sayıyı yineleyebilir.
- Dört nesneyi veya parmağı sayabilir.
- Üç parçalı bir bul - tak bulmacasını yapabilir.
- Uzun bir cümleyi yineleyebilir.
- Acıkınca ne yaparsın? Uykun gelince ne yaparsın? Üşüyünce ne yaparsın? Gibi soruları doğru yanıtlar.

5. Yaş

- Bir üçgen çizebilir.
- Çöpten insan resmi çizebilir.
- Yaşını bilir.
- Sabahı akşamı ayırır.
- Dört rengi yanlışsız bilir.
- Ayakkabı bağcıklarını bağlar.
- Dört parçalı bir bul-tak bulmacasını yapar.
- On küple bir kule yapar.

6. Yaş

- Paraları tanır.
- Sağ elini, sol kulağını, sağ gözünü gösterebilir.
- On parmağını yanlışsız sayabilir.
- Başı kolları, gövde ve bacakları olan bir insan resmi çizer.

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA