Annelik

A-A+

Belki daha 20'li yaşlarınızdasınız belki de 30'lu yaşları tüketmek üzere... Ne önemi var ki bunun? Hamilelik süresince rutin kontrollerinizi yaptırdığınız doktorunuzun kapısında sıra beklerken, hepiniz birsiniz: ANNESİNİZ.

 Yaşınız kemale ermiş de olsa; daha çok toy da olsanız yaşadığınız heyecan, merak, duygusallık aynı. Tüm hamile kadınlar gibi yaşınıza bakmaksızın, kutsalsınız!

 Uzun bir maraton koşucusu gibi, uzun bir süreç anne olma süreci. 9 ay 10 gün belki de daha çok... Sizleri çok iyi anlıyoruz. Aklınızda binlerce soru, karnınızda miniminnacık bir can taşıyorsunuz. Yersiz ağlamalarınız, en ufak şeyde kırılmanız, hamilelik öncesinde çok sert olsanız bile narinleşen duygularınız bu yüzden. Mide bulantılarıyla savaşırken, tadını bile daha önce bilmediğiniz yiyecekleri aşermeniz, geceleri tuvaletin neden daha yakın olmadığı ile ilgili stresiniz, büyüyen karnınızla beraber kaçan uykularınız, artan ağrılarınız... Miniminnacık bir ayağın karnınıza tekme atmasıyla gelen sevinciniz, doğum yaklaştıkça artan çelişkileriniz, sezaryen mi normal mi sorusuyla olan boğuşmanız, acı tatlı ama ömrünüzün en güzel günleri... Hamile kaldığınızı öğrendiğiniz günden itibaren, "iki canlısın, ye sen ye.." ısrarları, artan kilolarınızın verdiği can sıkıntısı... Bunların hepsi bir ağlama sesiyle aklınızdan silinecek ve silindi belki de... Tebrikler anne oldunuz, cümlesiyle akan iki damla gözyaşınız, hayatınızda ağladığınız en mutlu anınız!

 Cennet bile serilmiş o andan itibaren ayaklarınızın altına...

Onun ağlamasıyla bölünen uykularınız size vız gelecek.

Meraklanacak ve endişeleneceksiniz, yanında olamadığınız her dakika.

Annesiniz siz, elbette yavrunuzu merak edeceksiniz!

Kız annesiyseniz gelinlikle hayal edecek, erkekse askere nasıl göndereceğinizi düşüneceksiniz kara kara...

Ve şimdi daha sık demeye başlayacaksınız "Annem çok haklıymış." diye...

Anne olunca anladım, diye uzun uzun anlatacaksınız kendi çocukluğunuzla çocuğunuzun çocukluğunu...

Biz bu kadar şımarık büyümedik canım, diye yakınacaksınız zaman zaman.

Eline iğne batsa sizin yüreğinize batmış gibi acıyacak...

 Yıllar böyle geçip giderken kızınız dikilecek karşınıza ve diyecek ki "Ben evlenmek istiyorum."

Kız evi naz evi derler, diye takılacaksınız. Damat adayını sorup soruşturacak, hazırladığınız el emeği göz nuru çeyizi bir an önce tamamlamaya çalışacaksınız. Kızınızı gelinlikle ilk gördüğünüz an, doğdu gün gibi iki damla yaş akacak gözlerinizden, yine mutluluktan ama hüzün karışacak bu mutluluğa...

Demek sizin minicik yavrunuzun evden uçma vakti gelmiş...

Mutluluklar dilemekten başka ne gelir ki elden...

 Oğlunuz ise tutup elinden getirecek hiç tanımadığınız bir kızı. İşte diyecek gelinin...

El öpmeye gelen gelin adayını elbette kıskanacaksınız! Siz ne emeklerle büyüttünüz oğlunuzu, dizi kanadığında siz pansuman yaptınız, geceleri üstünü siz örttünüz, askere gittiğinde gecelerce uyumadan siz beklediniz, bir iş sahibi olsun diye siz didindiniz. Şimdi ise bir kız alıp oğlunuzu götürüyor. Oğlunuz artık kendi yuvasını kuruyor.

 Ama kız annesi de olsanız oğlunuz da olsa ilk torununuzun sevincini aynı dozda yaşayacaksınız.

İlk anne olduğunuz an gelecek aklınıza, kendi hamileliğiniz...

Şimdi anne-baba olmak ne demekmiş, öğrenme sırası onlarda!