Kategoriler

Çocuk Nasıl Eğitilir

Çocuk Nasıl Eğitilir
Çocuğun kafası, herkesin elindekini atabileceği bir çöp kutusu değildir. Şayet böyle bir
durum olsaydı hiçbir problem kalmazdı. Çünkü çocuk, daha doğduğu andan itibaren kendisi
için faydalı olan şeyleri öğrenmekte, faydasız olanları ise ikinci plana itmektedir. Mesela;
üç yaşındaki Fatma, evde pek konuşmaz, arzu ve isteklerini jest ve mimikleriyle anlat
ır. Tabii anne-babasına yaptığı jest ve mimiklerin anlamını öğretmiştir. Başka çocuklarla
bir arada olduğu veya oynadığı zaman, Fatma'nın meramını anlatmasında ağabeyi yard
ımcı olur. Böylece Fatma'nın sürekli olarak dilsizmiş gibi davranması tesvik edilmiş, güç-
lendirilmiş olmaktadır. Yani Fatma, kendi iradesi ile başkalarını etkilemektedir. Görüldü-
ğü gibi Fatma'ya uygulanan eğitim tedbirleri başarısız olmakta; o, istediği gibi davranmaktad
ır. Fatma, hatalı da olsa çevreden gelen bilgileri, kendi aynasında (zihninde) dışarıya
yansıtmaktadır. Çöp kutusunda her şey birbirinden ayrı ve birbiriyle ilişkisiz olmasına rağ-
men, Fatma'nın kafasındaki bilgileri ve davranışları birbiriyle tutarlı haldedir. Fatma'nın
kafasındaki sistem içinde düşünülecek olursa, onun davranışları haklıdır. Bu yolla çevresi
ile iletişim ve etkileşimde bulunmaktadır.

"Çocuk ailenin aynasıdır" diye bir atasözümüz vardır. Çünkü ailenin eğitim uygulamalar
ının neticeleri, çocuklarında yansır. Aslında herhangi bir davranış tek başına ne iyi, ne
de kötüdür. Eğitim açısından bir davranışın iyi veya kötü olması, anne-babanın çoklarında
görmek istediği, tercih ettiği eğitim amaçlarına bağlıdır. Çünkü davranış, belli amaçlarla
ilişki içine konularak değerlendirilir. Aile içinde öğrenilen davranışlar, çocuklarda gö-
rülmek istenen davranışlardır. Çünkü anne-babalar, kendi yetiştikleri kültüre göre, bu kült
ürün değerlerine göre, kendi çocuklarından belli bazı davranışlar bekler. Çocuklarını bu
kültüre göre eğitmek isterler. Kendi kültürlerinin insan tiplerine benzer insanlar yetiştirmek
amacındadırlar. Gördüğümüz gibi, aileye hangi eğitim amaçlarını takip edeceklerini, içinde
yaşadıkları toplumun kültürü kabul ettirmektedir. Çünkü her kültür kendi varlığını devam
ettirmek, bekasını garanti altına almak için, kendine sahip çıkacak fertler yetiştirmek
zorundadır. Çocuğun ailenin aynası olması, ailede öğrendiği davranış kalıplarına göre hareket
etmesi sebebiyledir. Aile ise, kendi varlığını devam ettirmek için, kendine benzer
üyeler yetiştirmeyi hedefler. Bu da ailedeki eğitim uygulamalarının hem aile, hem de toplum
için taşıdığı önemi açıkça gösterir

Her aile toplumun değerlerini göz önünde tutarak, çocuklarına şahsi bağımsızlıklarınıkazandıracak, onları ayakları üstünde durabilen insanlar haline getirecek, hayat mücadelesinden
galip çıkaracak şekilde eğitim uygulamalarına tabi tutar. Onların sorumluluk
duygularına sahip olmalarını ister, sorumsuz aile üyeleri olarak yetişmelerini istemez. Zira
kendi davranışlarının sorumluluğunu alamayan kişiler, insani değerlerden uzak kişilerdir.
Ancak bu sorumluluk esaret altında gelişemez. Ayrıca aile, kendi üyelerinin vicdanlı
kişiler olarak yetişmelerini de ister. Bu yüzden çocukların öğrenme sorumluluğu genellikle
ilköğretim döneminde kanuni olarak ailelerine verilmiştir. Ortaöğretim döneminde ise,
çocuk kendi öğrenme sorumluluğunu taşıyabilecek, kendi davranışlarından kendisi sorumlu
olan bir kişi olarak karşımıza çıkar.

Çocuk, ailede başkaları ile ilişki kurmayı, onlarla iletişimde bulunmayı da öğrenir. Mesela;
bir yaşındaki Veli, her ağladığında, onu susturmak için annesi kucağına alırsa, bu şekilde
onun ağlaması mükafatlandırılmış olacağından bu davranışın tekrarlanma ihtimali
yükselir. Bundan sonraki davranışlarında, aynı davranış kalıbını tekrarlaması işten bile de-
ğildir. Ünsanlar arası ilişkilerde oturmasını, kalkmasını, konuşmasını, başkalarına saygı göstermeyi,
içinden geldiği gibi, bencilce hareket etmemeyi bu ilişkiler sayesinde öğrenir. Aile
içinde yaşadığı bu tecrübeler, çocuğun gelecekte kuracağı insanlar arası ilişkiler için bir
temel oluşturacağından, bu temeli iyi kurmak gerekir. Mesela; çocuk annesiyle kavga
ederken, onu susturmak için, annesinin ona çikolata vermesi, gelecekte yapacağı kavgalar
için onu teşvik etmek olur. Anne, sanki gelecekte kendi başını belaya sokmak için kendi
eliyle bu kavgalara Ògel !Ó demektedir. Böyle durumlarda anne-babaların çok sabırlı olmalar
ı gerekir. Çünkü çocuk, anne-babasının iradelerini kırarak onlara hakim olmaya çal
ışmaktadır. Anne-babayı bir kere teslim aldıktan sonra, onlara her istediğini yaptırmakta
bundan sonra zorluk çekmeyecektir. Bu bakımdan, ailenin bu tür durumlarda çok sabırlı
olması, çocuğa iradesini teslim etmemesi önem taşır.

Ünsan hayatta kendine değer verdiği kadar, başkalarına da değer vermeli, onlara saygı
göstermelidir. Başkalarından daima kuşkulanmak, şüphelenmek, vehimle onlara yaklaş-
mak, kötümser olmak, kıskanmak kişinin mutluluğunu engeller. Bu sebeple aile içindeki
eğitim uygulamalarında, çocuklar başkalarına değer verecek şekilde davranmayı öğrenmelidir.
Ünsanı insan yapan özelliklerin en önemlisi, onun insana yakışır şekilde, insanca davranmas
ıdır. Bunu da insan, zamanla öğrenir. Ünsana yakışır şekilde davranmayan, insanca
davranışlarda bulunmayan, vicdansız, değerler sistemine sahip olmayan, içgüdülerinin
esiri bir robot olan kişileri hiçbir toplum yetiştirmek istemez.

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA