Kategoriler

Azize İlknur KAVRAR
Öğretmen

Yavrum İçin

Yavrum İçin

   Sımsıcak bir sabaha kalktı o gün, yüreğinin ısısı mıydı yoksa bu? Zira hava buz gibiydi. Gecenin ayazı sürüyor, iliklere işliyordu, olsun, onun içi ıpılıktı ya, bu yeterdi. Komşunun komşuya, insanın insana ettiği zulüm hızla artarken, sen şusun ben buyum savaşı sürerken, şehit haberleriyle, sahipsiz kadınların uğradığı koca vahşetiyle, çocuk gelinleri, tecavüz mağduru çocuklarıyla simsiyahtı yaşadığı topraklar. Utandı yüreğinin beyazlığından, ışıltısından, sevgisinden…

   Ne yapmalıydı, vaz mı geçmeliydi hayattan, pes mi etmeliydi yani? Yoksa umuda devam diye haykırmalı mı? İnsan; var olduğundan beri, yaratılmış en vahşi hayvandı. Yeni değildi yaşananlar. Ama birileri de bu vahşete hep direnmemiş miydi, savaşmamış mıydı? O da yüreğindeki ateşi söndürmeyecekti, soğutmayacaktı. Umuda devam diye haykıracaktı son nefesine kadar. Zira vücudunun ve ruhunun en derinlerinde yeni bir güneş doğuyordu. O halde pes etme lüksü olamazdı.

   Anne olmak istiyordu, yeniden merhaba demek hayata, tüm kötülüklere inat… Evrene bir umut mesajıydı bu. Sevgi var oldukça yeryüzünde, yeni ruhlarla umut ışığı hep tazelenecekti.

   “İyi ki varsın bebeğim, senin için yeniden pespembe yapacağım dünyayı, iyi ki varsın, iyi ki bir ışık da sen yaktın bu karanlık dünyaya.” diyerek sımsıcak bir sabaha kalktı o gün, buz gibi havaya inat…

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA
YORUMLAR
  • Çok güzel ,duygu yüklü bir yazı olmuş,tebrikler.Bayram Ali