Kategoriler

Zekiye Yurdaarmağan
Öğretmen

Eyvah! Çocuğum Meslek Seçiyor!

Eyvah! Çocuğum Meslek Seçiyor!

Hangimiz istemeyiz çocuğumuzun iyi bir meslek sahibi olmasını. O kadar isteriz ki bunu, kendimizi o denli kaptırırız ki çocuğumuzla ilgili gelecek hayalleri kurmaya, onların hayallerini, isteklerini, duygularını tamamen göz ardı ederiz. Bu artık bizim için bir gurur, onur ve bazen de maalesef gösteriş meselesi halini alıverir biz farkında bile olmadan.

Hepimizin çevresinde vardır bu tip anne babalar. Aslında çocuklar için hazırlanan gelecek planlarının birçoğu anne babalarının “Ben olamadım, çocuğum olsun.” duygusunu tatmin etmekten başka bir şey değildir.

“Ben okuyamadım sen oku”, “Ben doktor olacaktım, ailem okutmadı sen ol.” “Yatılı okulu kazandım, ailem göndermedi sen kazan ve git.” “Mimar ya da mühendis ol da bize güzel bir ev yap.” gibi benim çevremde duyduğum gelecek planlarının temellerini oluşturan gerekçeler hep çalınır kulağımıza. Çocuk bu planı gerçekleştiremediği takdirde hayatı çekilmez bir hal almaya başlar artık. Bir yandan kendi hayallerini kendisi kuramadığı, kendi geleceğini planlama konusunda kendisi söz sahibi olamadığı için, diğer yandan ise ailesinin hayallerini yerine getiremediği için ikilem yaşamaya başlar.

Beni en çok ürküten şeylerden biri ise birçok anne babanın,“ Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim...” diye başlayan anlamsız ve karşısındakini büyük bir yük altına sokan cümlesidir. Eminim çocuklar da bu cümleden ve getireceği yükten en az benim kadar ürkmektedir. Dünyaya getirdiğimiz çocukları en iyi şekilde yetiştirmek, eğitmek, beslemek, büyütmek zaten bizim görevimiz ama bunu onlara istediklerimizi yaptırmak için bir fırsata çevirmeye kalkışmak, biraz haksız kar elde etme çabası gibi geliyor bana.

Yıllar önce çok başarılı ve okul birincisi olan bir öğrencim vardı. Ailesi ona destek olmak amacıyla sürekli “Sana güveniyoruz, sen başarırsın.” şeklinde telkinde bulunuyordu. Ancak bu telkinler artık öyle bir boyuta ulaşmış ki çocuk ailesinin güvenini boşa çıkarma endişesine kapıldı ve oldukça sıkıntılı bir döneme girdi. Neyse ki bu sıkıntısını bizimle paylaşıp az da olsa rahatlama fırsatı buldu ve nihayetinde sınavda istediği başarıyı gösterdi. Aksi olsa idi aile kesinlikle bir tepki vermeyecekti ama çocuk beklentileri karşılayamamış olmanın verdiği ezikliği hep hissedecekti.

Benim söylemek istediğim; kesinlikle art niyet içermeyen telkinler bile bazen çocuklarımıza ağır sorumluluklar yükleyebiliyor.

Çocuklarımızın geleceğini planlamada elbette söz sahibi olmamız gerekir. Ama bunu dayatma şeklinde değil de tartışarak, deneyimlerimizi, yanılgılarımızı,  anlatarak ortak bir noktada buluşmak şeklinde yapabilirsek; eminim biz de çocuklarımız da çok daha mutlu ve sağlam bir geleceğin temellerini atmış olabiliriz.

Sabah kalktığımızda hiç sevmediğimiz ama zorunlu olduğumuz için işe gitmenin azabını hayal bile edemiyorum etmek de istemiyorum doğrusu.

Unutmayalım ki, insan sevdiği işi yaptığında işinde başarılı olma şansı daha yüksektir. Başarılı insan mutludur ve mutlu insan çevresini de mutlu eder. 

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA