Kategoriler

Çocuk ve Oyun

Çocuk ve Oyun

Çocukluk döneminde oynanan oyunlar, çocuğun fiziksel ve psikolojik sağlığı üzerinde oldukça etkilidir.

Oyunlar;

- Çocuğun kendini ifade etmesini sağlar.
- Çocuğa kimsenin öğretemeyeceği kuralları, kendi deneyimleriyle öğrenmesini sağlar.
- Hayal ile gerçek arasında bir köprü oluşturur.
- Çocuğun iç dünyasının bir aynasıdır.
- Gizli enerjinin kullanılmasını sağlar.
- Oyun çocuğun dili, oyuncaklar kelimeleridir.
- Çocuğun sosyal ve ahlaki değerleri öğrendiği bir alandır.
- Çocuğun öğrenme laboratuarıdır.
- Çocuğa deşarj olanağı veren bir faaliyettir.
- Çocuğun deney yolunu kullanarak düşünmesine yardımcı olur.
- Çocuğun zekâ, beden ve kişilik gelişimini sağlayan en ideal ortamdır.
- Çocuğun sosyalleşmesini sağlar.
- Çocuğun uyum sağlamasına yardımcı olur.
- Yenilik ve değişiklik arzusuna verilen bir cevap niteliğindedir.
- Oyun genel anlamda çocuğun kişiliğini bütünüyle etkileyen bir faaliyettir.

Gelişim Devrelerinin Oyuna Etkisi


Oral Devre (0 – 2 Yaş)

- Sütten kesilme, dişlerin çıkması, yürüme, konuşma bu devrede olur.
- Bu dönemde güven duygusu gelişiyor, kendine güveni gelişiyor çünkü artık isteklerini hissettirebilecek yeterlilikte (örn acıkınca hissettiriyor, bir oyuncağı beğendiğinde ona doğru gidiyor v.s.)
- Dişler çıkıyor ve her şeyi ısırmak istiyor. Bu dönemde çocuk ısırmanın bir sevgi işareti olduğunu sanıyor. Aile çocuğu ısırmaya teşvik ediyor, o ısırdıkça alkışlıyor veya gülüyorsa çocukta saldırganlığın temelleri atılmış olur. Çocuk sonradan bunun kötü bir şey olduğunu anlasa da alışkanlık mekanizması devreye girdiği için geri dönüşü kolay olmuyor. Burada sadistik davranışın temeli atılıyor.
- Çocuk sütten kesiliyor, meme yerine biberondan emiyor. Burada çocuk terk edilmişlik duygusu yaşayabilir. Bunun için çocuğu memeden keserken zamanlama iyi yapılmalı, bu geçiş çocukla beraber ve yavaşça bu gerçekleştirilmelidir.

Anal Devre (2 – 3 Yaş)

- Tuvalet eğitimi veriliyor, kaslar gelişiyor, mekân keşfi var (tepelere tırmanıyor, dolapları karıştırıyor, ne var orada merak ediyor), daha bağımsız olmak istiyor.
- Aile çok fazla sınır koyar, koşturmasını engeller, altına yapınca ‘’yakarım seni’’ derse, yani çocuk engellenirse negativizm duyguları gelişebilir. Çocukta otistik davranış belirtileri ( az konuşup az oynama), sorumluluktan kaçma, kuşkuculuk (paranoid davranışların temeli bu dönemde atılır, hele de çocuğun eğilimi varsa çok fazla etkilenir), utangaçlık görülür.
- Bağımlı ve aşırı koruyucu aileler, bu dönemde çocuğun gelişimini çok olumsuz etkiler.
- Sevgi isteği ve adalet duygusu bu dönemde gelişir. Engellenmesi sevilmediğini hissettirir.

Fallik Devre (3 – 5 Yaş)

- Çocuğun girişimci olduğu, “ben yaparım” dediği, her şeyi kurcaladığı, araştırdığı evre.
- Çocuğun girişimleri engellenirse suçluluk duygusu gelişir. Aile tedirginlik duyuyorsa çocuğa tehlike olmadan oyun oynayabileceği düzeydeki şeyleri yaptırabilir.
- Cinsel araştırmalar yapılıyor. Çocuk kendini ve karşı cinsi tanıyor, “ne nasıl olur?”, “ben nasıl dünyaya geldim?” gibi soruların cevaplarını arıyor.
- Kız ve erkek karakteri bu evrede belirginleşir. Kızlar dillenir, erkekler daha sert davranışlar sergiler. Kızlar erkek gibi, erkekler de kız gibi giydirilirse v.b. durumlarda cinsel kimlik gelişmesi gecikebilir veya sapabilir.
- Bu devrede farklı bir hayal gücü gelişiyor ve çocuk yalan söylüyor. Bu dönemde yalanlarına çok da aldırmamak lazım çünkü çocuk onu yalan diye söylemiyor, ona bunları hayal gücü yaptırıyor. Örneğin arkadaşının silgisini alıp “bu benim” diyebiliyor. Burada çocuğu suçlamak yerine düzgünce konuşmak gerekir.
- Çocuk önceki otizm (içe kapanıklık) devresinden çıkıyor, egosantrik devreye giriyor (herkes kendisiyle ilgilensin istiyor).
- Benciller, paylaşımcı değiller (ama bazısı da paylaşımcı oluyor).
- Hareket eden her şey canlıdır düşüncesi var (yeni nesilde pek yok).
- Bu dönemde suçlama yapılırsa zihinsel ve bedensel gelişimi geriliyor. Çocuk kendi dünyasında yeterince sosyalleşemediği için (çocuk hayal dünyasında), bu dönemde ceza verilmemesi gerekir. Çünkü çocuk bunu anlamaz.

Gizil Devre (7 – 12 Yaş)


- Somut düşünceden, soyut düşünceye geçilen devre. Hayal ve gerçek bu devrede ayırt ediliyor. Daha derinlemesine düşünme var.
- Cinsel sakinlik devresi, çocuklarda bir usluluk var, her şeye itiraz etmiyor, daha durgun.
- Mülkiyet duygusu bu evrenin sonlarında elde ediliyor ama böyle olmaya da bilir. Mülkiyet duygusu gelişmeyen çocuk başkasının eşyalarını sahiplenebilir. Bu hırsızlık değildir ama çocuğa hırsız muamelesi yapılırsa öyle olabilir.
- Paylaşma bu devrede gerçekleşiyor. Çoğu çocuk paylaşmayı beceremiyor (egosantrizmden çıkamamışsa). Paylaşmayı beceremeyince sosyalleşme de olmuyor. Sağlıklı şekilde sosyalleşemeyince de kekemelik, ürkek bakışlar, aşağılık kompleksi v.b. gerçekleşebilir. (sosyalleşme öncesi kriz devresi).
- Kekemeliğin bir nedeni de çocuğun kafasında, anlatacağı çok şey var ama bunu aktarma yolu kısıtlı (1 ağzı var). Psikolojik gelişimi fiziksel gelişiminden önde giden çocuklarda kekemelik görülebilir. Ona hasta muamelesi yapmadan durumun nedenini bulmak lazım.
- 1. planda arkadaş sevgisi var. (evden para çalıp arkadaşlarına bir şey alanlar, karnem kötü beni sevmeyecekler diye evden kaçanlar var)
- Kaslar gelişirken çocukta koordinasyon bozukluğu olabilir. Elindekileri düşürür, yürürken düşer v.b. sakar muamelesi yapıp psikolojisini bozmamak lazım.
- Bu sakin devrede cinsel bilgilerin çocuğun yaşına ve seviyesine göre verilmesi uygundur.

Gençlik Çağı (12 / 18 – 20 Yaş)

- Kişi artık benliğini fark ediyor.
- Buradaki bunalımlar daha çok çevreden geliyor. Çevreye karşı uyumsuzluk olabilir. Şikâyetler daha çok çevreden geliyor. Çocuk aileyi bir şekilde idare ediyor, eğitiyor, onları bastırıyor ama dışarıdaki insanlar oturmasına kalkmasını laf edebiliyor.
- Kimlik arayışı devam ediyor (kimi model alayım).
- Cinsel dürtüler ortaya çıkıyor ve bundan rahatsız oluyor.
- Çocukluktan çıkıyor, iniş–çıkışlar yaşıyor (eskiden çocuktu herkes onu severdi, şimdi daha farklı). Bu iniş-çıkışlardan sonra kendine uygun bir benlik buluyor ve artık “ben buyum” diyor. (benlik hayat boyu gelişir).
- Bu devreyi rahat atlatması için okul sonrası faaliyetler, hobiler v.b. gerekir. Herkesin içinde yaratıcı bir yön vardır ve çocuğa bu doğrultuda uygun hobiler seçilmelidir.

Birincil Öğrenme: kişinin kendi deneyimleriyle, ne yapıp yapmaması gerektiğini öğrenmesi.
İkincil Öğrenme: başkalarının tecrübelerinden yararlanarak öğrenme. Büyükleri dinleme, başarılı insanların hayatlarını araştırma v.b.

Genç Erişkinlik (20 / 25 – 27 Yaş)


- Artık kişi kendini tanıyor. Diğer evrelerden farklı olarak kişi artık kendini toplumun bir parçası olarak kabul ediyor (toplumdan ayrı, tek başıma olamam diyor).
- Burada bazı fanatik bağlanmalar da olabiliyor (takım v.b.)
- Kişi bütünleşmenin önemini anlıyor. Bütünlük, birlik ilk olarak aile içinde başlamalıdır.
- Kişi kendi ruh sağlığını topluma, ilgilendiği konulara, alakalarına, ailesine, işine v.b. göre geliştirmeye çalışacak.
- Önünde yine bir rehber var: etik, insan hakları, yardımlaşma, karşılıklı sevgi – saygı olacak ki bütünlük yürüsün.

Sevgilerimle…

Psikolog Nilüfer Şişman

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA