Kategoriler

Sevcan KUŞLAR
Yönetici Editör

Dr. Nilüfer Toprakçı'yla Röportaj

Dr. Nilüfer Toprakçı'yla Röportaj

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.Nilüfer Toprakçı'yla Çocuklarda Bulaşıcı Hastalıklar Hakkında Röportaj Yaptık.


Sevcan KUŞLAR: Çocuklarda bulaşıcı hastalıklarla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

Nilüfer TOPRAKÇI: Bulaşıcı hastalıklar çocuklarda sıkça gördüğümüz, virüs veya bakteri dediğimiz mikropların yol açtığı hastalıklardır. Çocuktan çocuğa yayılabiliyor, bulaşıcı olabiliyor. Okullarda, sınıflarda veya evde kardeşler arasında birbirine bulaşmayı gözlemliyoruz.


Çocuklarda görülen bulaşıcı hastalıklar nelerdir?

Özellikle çocuklarda bulaşıcı hastalıklar çok sayıda mevcut. Örneğin bir kısmı döküntülü bulaşıcı hastalıklar; Kızamık, kızamıkçık, kızıl,5. Hastalık,6.Hastalık gibi. Bir kısmı solunum yolu bulgularıyla, şikâyetleriyle seyreden soğuk algınlığı, grip, öksürükle seyreden boğmaca gibi. Bunların hepsini bulaşıcı hastalıklara örnek gösterebiliriz.


Bu hastalıkların ortak özellikleri var mı?

Ortak özelliği mikrobik kaynaklı olmaları.. Bu hastalıklara virüs veya bakteri dediğimiz mikroplar yol açıyor. Bulaşıcı olmaları da bir diğer ortak özellik. Genellikle ateşe yol açıyorlar. Hastalığın vücutta etkilediği sisteme göre bazı belirtileri de ortak olabiliyor.


Hastalıklar çocukları psikolojik olarak nasıl etkiliyor?

Hasta erişkin de olsa çocuk da olsa hastalığın belirtilerinden dolayı halsiz, keyifsiz olacaktır. Ama bir erişkinden farklı olarak çocuk engellenmiş hissi yaşayacaktır. İstediğini yapamayacak, örneğin oynamak istiyor belki oynayamayacak, o gün yuvada arkadaşlarına katılamayacak, evde dinlenmesi gerekecek, kendi isteği dışında tadını beğenmediği ilaçlar almak veya canını yakan iğneler olmak zorunda kalacak. Bunlar tabi mutsuz, endişeli hale getirecektir çocuğu. Bu da belki çevresindekilerle ve ailesiyle olan iletişimini olumsuz yönde etkileyebilecektir.


Bu hastalıklara yakalanan çocuklara ebeveynleri, bakıcısı ve çevresindekiler nasıl davranmalı? Özel bir davranış şekli gerekli mi?

En azından karşılaşacağı şeyleri gerçekçi olarak anlatmakta fayda var. Örneğin hastalık iğneyle tedavi edilecekse "İğne olacaksın ama hiç acımayacak." demek, hem çocuğun bunu söyleyen kişiye güvenini sarsacak hem de gerçekçi olmayacaktır. Niçin gerekli olduğu anlatılmalı. Ön hazırlığını yapmak çocuğun tedaviye uyumunu kolaylaştıracaktır. "Belki biraz acıyacak ama geçecek, şurubun tadı çok güzel olmayabilir ama hastalığı çekmek de zor. Bunu içersen iyileşeceksin. Tadı kötü olsa da iyileşmek için bunu içmemiz gerekiyor" gibi.. Daha anlayışlı davranmak gerekecektir. Bir de tabi biz bile hasta olsak çok iştahlı, keyifli olmayız. Aileler özellikle iştah konusunu -normal zamanda da dert ediyorlar benim hep gözlemlediğim.Hasta olunca bir kat daha..Çocuk da haliyle belki boğazı acıyor,belki öksürüğü var..Yemeğe karşı iştahlı değil, keyifli değil.O durumda da çok zorlayıcı olmamak gerekiyor.Belki sıvı gıdalarla o birkaç günkü hastalık dönemini atlatıp sonra nasılsa normal iştahına dönebileceğini bilerek daha sabırlı,daha anlayışlı davranmak uygun olur diye düşünüyorum.


Çocuğun anne-babasının, dadısının ve öğretmenlerinin bu hastalıklarla ilgili bilgili olmasının önemi nedir?

Bilgili olmalarında fayda var. Ailelerden beklediğimiz hastalığın teşhisini koymaları değil elbette ama en azından çocuğu en iyi tanıyan doktorundan önce annesi-babası veya bütün gününü onunla geçiren, ilgilenen bakıcısıdır. Mutlaka ki öncesinde çocukta bir şeylerin yolunda gitmediğini anlayan kişi bu çocukla birebir ilgilenen kişi olacaktır. Yani hastalığın ilk belirtilerini saptayan.."Acaba ateşi mi var?Vücudunda bir şey gördüm,kızarıklık gördüm,dün iyiydi buğun öksürmeye başladı." Bunları yakın çevresindekiler fark ederek, o belirtiyle doktora gelmeleri gerekecek. Çocuğun rutini dışında olan, normal dışında giden şeyleri çevresindekiler, aile öncelikle fark edecektir. Hastalık hakkında da doktora gelip teşhis konulduktan sonra onlara gerekli bilgiler, hastalıkla ilgili özel dikkat edilmesi gereken şeyler de anlatılacak. Doktorun da yönlendirmeleriyle aile ya da bakıcı çocuğu hastalık sürecinde takip edecektir. İlacının aksamaması, ateşli döneminde üstünün çok giydirilmemesi gibi püf noktalara dikkat etmeleri, bilgili olurlarsa daha kolay olacaktır.


Bu hastalıklardan nasıl korunabiliriz? Aşıların bulaşıcı hastalıklar üzerindeki etkisi nedir?

Çocuklardaki bulaşıcı hastalıkların çoğundan korunmak için elimizde olan en güçlü silahımız aşılar. Bebeklerimize hemen doğumlarından başlayarak aşılarını yapıyoruz. Aşılar sayesinde çoğu eskiden ölümcül olan, çok sorunlara yol açan çoğu hastalığı artık günümüzde görmüyoruz bile. Ama tabi bu ailelere şöyle bir his vermesin: A,Bu hastalıklar artık görülmüyor, aşıya ihtiyacımız yok. Bu mesajı vermesin. Aşı yaptığımız için bu hastalıkları görmüyoruz. Tabi ki hedefimiz bütün çocuklarımızı aşıyla koruyabileceğimiz hastalıklardan korumak. Örneğin bir kızamığın aşısı varken bir çocuğun kızamık yüzünden sıkıntı çekmesi, beyin iltihabı geçirmesi veya ölmesi çok üzücü, hiç kabul edilemeyecek bir durum. O nedenle anne-babalara, ailelere düşen görev de aşılarını ihmal etmeden bebeklerinin takiplerini tamamlamalarıdır.

 

Dr. Nilüfer TOPRAKÇI' ya ilgisi ve verdiği bilgilerden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.

4.4 5 4
YORUM YAP ve PUANLA
YORUMLAR
  • Çok faydalı bir röportaj olmuş emeği geçen herkese teşekkürler.Eylül Güzeloğlu
  • Ödevim İçin Cokkkk Yardımcı oldu tşkMehmet Nur Şeker
  • Çooook tesekkur kulup odevima yardimci oldu...Arti oğretmenim bayildiMelike Cengiz