Kategoriler

Filiz ŞEKER
İnsan Kaynakları Müdürü

Hırçın Çocuklar

Biz annelerin genellikle söylediği kelimedir "Çocuğum çok hırçın!" Evet, gerçekten çocuklarımız zaman zaman çok hırçınlaşabiliyorlar. Fakat bilmeliyiz ki çocuklarımızdaki hırçınlıkları bizler var ediyoruz.

Çocuklarımıza sevgimizi de öfkemizi de dengesiz veriyoruz. Severken bile hırçın seviyoruz. Bağırtıp canını yakıyoruz, ağladığında kızıyoruz veya azarlıyoruz. Bir de üstüne bak yaramazlık yapma,cezalandırırım seni diyoruz .

Kendimizi çocuklarımızın yerine koyalım hangisine inanırdınız veya hangi ebeveyn modeli uygun olurdu sizin için.

Sevilme adına canınızın yanmasına mı yoksa terbiye etme adına kızılıp azarlanılırken yüzümüzde gördüğü o acayip gülümsemeye mi?

Çocuklarımızın kafaları karışıyor bizim yüzümüzden ve özgüvenleri oluşmuyor. Hata yapmaktan korkuyor, annesiz ve babasız bir şey yapamaz hale geliyorlar. Bizim gözlerimizle bakıyorlar dünyaya. Bizim dengeli / dengesiz davranışlarımız, onların iç dengesi haline gelmeye başlıyor maalesef.

Onlara yardımcı olmak adına onları özgür bırakırsak, kendi gelişim süreçleri içinde anlamaya çalışıyorlar hayatı. Örneğin iyi bir anneysek gelecekte çocuklarımız mutlu çocuklar olurlar. Garip ve karmaşık davranışları olan bir babaysak kaygı bozukluğu olan çocuklarımız oluyor bizler sayesinde.

Günlerce düşünmeye gerek yok, durum ortada aslında anne babanın çocuklarını çok iyi tanıyor olması lazım. Çocuklarımızı ne kadar iyi tanıyoruz ? Bize sorsalar onların hakkında ne kadar konuşabiliriz?

Hayalleri ve merakları neler biliyor muyuz? Duyguları nasıl, hangi düşünceler arasında boğuluyorlar, zayıf noktaları varmı, kızgınlıkları nedir? Çocuklarımız hakkında ne biliyoruz? Birçok soru işareti oluşuyor kafamızda.

Karnını doyurmak, maddi olanaklarımızın elverdiği ölçüde ihtiyaçlarını karşılamak ve her gün okul hayatlarını sorup durmaktan başka ne biliyoruz haklarında? Çocuklarımızı iyi yetiştirmenin görev olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama sanırım iyi yetiştirmek için onları çok iyi tanımamız gerektiğini gözden kaçırıyoruz.

Çocuklarımız bizim gözbebeklerimiz, canlarımız. Anne / baba reflekslerimizle koruduğumuz evlatlarımız. İş tanımaya gelince, fersah fersah kaçtığımız gözbebeklerimiz. Şimdi kendinize soruyorsunuz nasıl tanıyacağım diye? Çok basit..

Tabii ki onlarla oyun oynayarak, eğlenerek, konuşarak, dertleşerek, sevgi göstererek, ilgilendiğini hissettirerek, "Şimdi yorgunum. Git, sonra gelirsin. ” demeyerek, heyecanlandıklarında heyecanlarına ortak olarak, kocaman gözlerini açıp iştahla bir şey anlattıklarında olayları dinleyerek, hayal arkadaşıyla arkadaşlık ederek, ağladığında telaşlanmadan onu ağlatanın ne olduğunu hissederek, anlayamadığımız yerlerde “Senin için ne yapabiliriz? ” diye sorarak.

Anlayacağınız onları tanımamız için bir çok yöntem var. Çocuğunuzu tanımak isterseniz eğer minik bir sır vereyim. Onları tanımak o kadar harika bir duygu ki… Hayatımda en severek ve eğlenerek yaptığım iş kızımı tanımak oldu. Onun minik bedenindeki kocaman dünyasına girebilmeyi başardığımda anladım kızımı. Çocuğunuzun dünyasına girmeyi deneyin ne demek istediğimi anlayacaksınız…!

 

Filiz ŞEKER

Damla İK Müdürü

 

 

 

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA