Kategoriler

Çocuk Gelişiminde Beslenme

Çocuk Gelişiminde Beslenme

İnsanların sağlıklı olması için ilk şart yeterli ve dengeli beslenmedir. En hızlı gelişme çağı olan okulöncesi çocukluk çağında yeterli ve dengeli beslenmenin önemi büyüktür. Okulöncesi çağlarda, çocuğun bedenini geliştirmek, büyümek, enerji almak, hastalıklara karşı kendini korumak için iyi beslenmesi gerekir. Kas ve kemik gelişmesinin çok hızlı olduğu bu yaşlarda, temel besinlerden, özellikle, protein, kalsiyum, ve diğer vitamin ve madensel tuzlara ihtiyaç vardır. Bu arada şekerli, nişastalı, yağlı yiyecekler daha çok enerji almak, yemeklere lezzet katmak için yenir.

Ülkemizde, beslenme bozukluğu ve eksikliği sonucu çocukların çok çabuk ve sık hastalandıkları, büyümelerinin engellendiği, kemiklerinin düzgün ve sağlam gelişmediği, dişlerinin çok çabuk çürüdüğü ve düzgün çıkmadığı, erişebilecekleri boy ve kiloya varamadıkları izlenmektedir. Yeterli ve dengeli beslenemeyen çocukların zihnen de sağlıklı gelişemedikleri, kolay öğrenemedikleri görülmektedir.

Yetersiz beslenme, çocuklarda durgunluk, hareketsizlik, sık sık nezle ve benzeri hastalıklara neden olmakta, kansızlık, zafiyet, diş çürükleri, eğri ve kısa kemik yapısı gibi gelişme bozukluklarına yol açmaktadır. Bu gibi beslenme eksikliği ve bozukluğu olan çocuklar, dikkatlerini uzun süre yoğunlaştıramaz girişimci olamaz, yeterince oynayamaz ve öğrenemezler.

Yeterli Ve Dengeli Beslenmenin Şartları;

Çocuğun yeterli ve dengeli beslenmeye ihtiyacı vardır. Çocuğun iyi beslenmesi, onun çok yemek yemesi veya belirli yiyecekleri çok yemesi demek değildir. Yiyeceklerin besleyici değeri, miktarından daha önemlidir. Çocuk beden yapısına uygun miktarda yemek yemeli; yediği miktarı, yetişkinlerin yediği ile karşılaştırmamalıdır.

Çocuğun günlük beslenmesinde temel besinlerden biri eksik ise, çocuk dengeli beslenemiyor demektir. Çünkü temel besin öğeleri ancak birlikte yenirse, bedenin büyümesini, gelişmesini, işlemesini sağlar. Örneğin, çocuğun protein ihtiyacı yeterince karşılanmazsa, yediği şekerli, nişastalı yiyecekler vücutta özümlenemez. Herhangi bir vitaminin eksikliği, vitamin yetersizliğinden doğan raşitizm hastalıklarına, deri hastalıklarına yol açabilir; madensel tuzların (minerallerin) eksikliği, kansızlık, güçsüzlük, diş ve kemiklerin kötü gelişmesine sebep olur.

Çocuk 10 - 12 yaşına kadar yetişkinlere nispetle, daha fazla miktarda kalsiyum, fosfor ve D vitaminine muhtaçtır. Dengeli beslenme için temel besin öğelerinin çeşitleri ve kaynakları konusunda bilgi sahibi olmak şarttır.

Dengeli beslenme için yiyecekler, uzmanlarca dört temel gruba ayrılmıştır. Her gün, mümkünse her öğün, çocuk her yiyecek grubundan en azından bir yiyecek yemelidir. Ailenin her ferdi için aynı tür beslenme geçerlidir. Yukarıda adı geçen besinler bu yiyecek gruplarında yoğun biçimde bulunduğu için, yiyecekler dört grupta toplanmıştır:

Grup 1 -
Et ve benzeri yiyecekler ( hayvansal besinler, et, balık, tavuk, yumurta, kuru sebzeler, fındık, fıstık)

Grup 2 - Süt ve süt mamulleri ( peynir, yoğurt, muhallebi, ayran, süt tozu)

Grup 3 - Sebze ve meyveler ( yeşil, sarı, yapraklı, kök sebzeler)

Grup 4 - Tahıllar, ekmek ve hamur işleri, ( bulgur, pirinç, makarna, v.b.).

Görüldüğü üzere yağ ve şekerli yiyecekler bu dört temel yiyecek grubuna dahil edilmemiştir çünkü tüm yemeklerin ve yiyeceklerin hazırlanmasında lezzeti arttırmak için zaten yağ, şeker, tuz v.b. gibi maddeler kullanılmaktadır. Kalori ve enerji için gerekli olan yağ ve şeker ülkemizde yeterince, bazen fazlasıyla kullanılmaktadır. Üstelik taze meyve ve sebzelerde de bol şeker ve nişasta olduğu gibi fındık, fıstık gibi kuru yemişlerde, ızgara et ya da balıkta bile yeterince yağ bulunmaktadır.

Çocukların yemeklerini pişirirken, çok az yağ, şeker ve baharat kullanılmalıdır. Bu maddeleri kullanmanın amacı çocuğu beslemek değil, yemeklerin tadını arttırmaktır. Şekerli ve yağlı yiyeceklerin çocuğa enerji sağlamak dışında gelişmesine fazla yararı yoktur. Dengeli beslenen ve normal gelişen çocuklarda şekerli yiyeceklere karşı daha az istek olduğu görülmektedir. Beslenme bozuklukları olan çocukların şeker ve şekerli yiyeceklere daha düşkün oldukları görülmüştür. Şekerli ve yağlı yiyecekler çocuğun iştahını tıkar, çocuk yeterince yemediği halde çabucak doymuş gibi olur, asıl gerekli olan yiyecekleri yiyemez.

Gazoz, şeker, çiklet, çikolata gibi yiyecekler çocuğu beslemez, üstelik sağlığa zararlıdır. Bunlar hem diş çürümesine yol açar, hem de çocuğun iştahını tıkar. Üstelik 2 - 3 çiklet parasıyla bir yumurta alınabilir! Küçük çocukların yiyecekleri arasında tatlılardan hamur işlerinden ve yağlardan da kısıntı yapılabilir. Önemli olan mevsim şartları ve ailenin imkânları elverdiğince çocuğun dengeli ve iyi beslenebilmesidir.

Çocuğun rahatlıkla yemek yemesi nasıl sağlanır?

Beslenme bütün canlıları mutlu eden bir olaydır. Çocuğun rahat yemesini engelleyen herhangi bir olay onun beslenmesini engelleyebilir. Genellikle, yemek yeme derdinin en sık ortaya çıktığı devre üç - altı yaş arasıdır.

Bu dertlerin çıkmasını önleyecek ya da çıkanları çözümleyebilecek bazı yollar şunlardır;

Çocuğu yemek zamanı rahat ettirmek: Çocuk rahat ettiği zaman yemek yemesi kolaylaşır ve yemeğin sonuna kadar sofrada oturabilir. Çocuk ister kendine uygun boyda masa ve sandalyede otursun, ister yetişkinlerle yemek masasında, otursun, kolları masanın üzerine dayanacak yükseklikte oturmalı, yemeğini önünde görebilmeli, çatal, kaşık ve bıçağı rahatça kullanabilmelidir.

Çocuğun ayakları kesinlikle bir yere dayanmalı, havada sallanır durumda olmamalıdır. Yer sofrasında yemek yiyen çocuklar için zaten bu sorun yoktur. Yetişkinlerin sandalyesine oturan çocuğun ayaklarının altına bir destek, bir kutu, ona güvenle yere bastığını hissettirecek bir dayanak konmalıdır.

Çatal kaşık kullanma: Bunlar çocuğun kolayca tutup, dengeleyebileceği, kullanabileceği boylarda olmalıdır. Çocuk çabuk veya çok yesin diye gereğinden büyük çatal, kaşık; boyu küçük diye de gereğinden küçük çatal, kaşık verilmemelidir. Bıçak kullanmak, çatal kullanmaktan daha güç olduğundan, altı yaşından önce çocuğun bıçağı doğru dürüst kullanmasını beklememelidir.

Çocuğa uygun boyda, çok keskin olmayan bıçakla yiyeceklerini kesme olanağı tanınmalıdır. Çocuğun yemeğini koyduğumuz tabak, derince bir kap olmalı; yemeğini yerken, yiyecekler tabağın kenarlarından kayıp düşmemelidir.

İştahı etkileyen olaylar: Sıkıntı, yorgunluk ya da bir hastalık başlangıcı çocuğun iştahı engelleyebilir. Aile fertlerinin rahat ve olumlu tavrı yemek yeme olayını kolaylaştırır. Baskı altında, dürterek ya da zorla çocuğu beslemeye uğraşmak, daha büyük sorunların ortaya çıkmasına yol açar ve çocukta bazı yiyeceklere karşı tiksinti doğurabilir. Çocuklukta ortaya çıkan yemek sorunları yetişkin çağlarda da kişiyi etkiler ve sonra çözümlenmesi giderek zorlaşır.

Yemek Zamanı İçin Bazı Öneriler;

- Çocuğun yemeğe oturmadan önce sakin olmasına özen göstermelidir. Çocuk yorgun argın bir oyun ya da geziden dönmüşse, yemeğe oturmadan önce onu sakinleştirici bir masal söylemeli, dinlendirmeli veya sofra kurmakta yardımını istemeli, rahatlamasını sağlamalıdır. Gözü yaşlı, kızgın veya sıkıntılı ise, yatışmasına izin vermelidir. Çocuk yaramazlık yapmış ve cezalandırılması gerekiyorsa, bunu da yemekten önce halletmeli, "yemeğini ye, ondan sonra cezanı çekersin" v.b. diyerek onu huzursuz etmemelidir.

- "Yemek yemesi iyi hoş da, daha çok yerse, daha iyi olur" düşüncesi doğru değildir. Çocuğa az miktarda yemek vermeli, istediğinden her zaman bir daha alabileceği belirtilmelidir. Elbiseleri, eşyaları boyuna ve yaşına göre olan çocuğun, yiyeceğini de aynı nispette vermelidir.

- Yemeği çocuğun önüne koyduktan sonra, yemesi gereken miktar konusunda bir şey söylememelidir. Çünkü çocuk yemeğin miktarını gözünde büyütüp, baştan ümitsizliğe kapılır ve iştahı tamamen, kesilebilir. Yiyeceği miktar konusunda en iyi karar verecek kişi, çocuğun kendisidir.

- Çocuğun yemeğini, onun kolayca yiyebileceği şekilde önüne koymalıdır. Büyük bir börek ya da et parçasını önceden küçük parçalara bölerek çocuğa vermelidir.

- Yemek yeme hızını çocuk kendisi ayarlamalıdır. Her çocuğun kendine has bir yemek yeme ve iş görme hızı vardır. Mümkünse, çocuk yemek yerken kendi hızını kendi ayarlamalı; anne-baba çocuğun yemek yeme tarzının ne olduğunu anlamalı; ancak bundan sonra çocuğun inat için mi, yoksa oyun olsun diye mi hızlı ya da yavaş yediği konusunda karara varmalıdır.

- Yemek yeme kurallarını kolayca uygulayabilme olanağı sağlanmalıdır. Çocuk çatalı, kaşığı kolayca kullanmayı öğreninceye kadar, yerken masaya ve yere kazayla yemek, ekmek dökmesini normal karşılamalı ancak eşyaya ve yere zarar gelmemesi için gerekli önlemleri almalıdır. Örneğin, çocuğun oturacağı sandalyenin yıkanabilir bir örtü ile kaplanması, yere bir sofra bezi ya da örtü serilmesi gibi önlemler kazaların zararsız geçiştirilmesini sağlar.

- Çocuğun yemek yeme kurallarım öğrenmesi için olumlu bir hava yaratmalı, olayları büyütmemeli, çocuğu azarlamamalı ve işin doğrusunu sabırla tekrar tekrar göstermelidir. Bütün çocuklar yetişkinleri örnek alıp, onları taklit ederler. Onu azarlamak, aşağılamak, yemek yeme kurallarına karşı gelmesine veya dikkati çekmek için inatla kuralları uygulamamasına yol açabilir. Sakin bir şekilde yapılan uyarılar, örneğin: Ağzı doluyken konuşmaması, daha küçük lokmalar alması gibi öneriler, çocuk üzerinde daha olumlu etki yapar. Çocuk doğru davrandığı zaman takdir edilirse daha iyi davranmayı kendisi içtenlikle isteyecektir.

- Problemlerin, sıkıntıların, üzücü konuların yemek sofrasında konuşulması bütün aileyi gerginleştirir, çocuk üzerinde ise daha fazla etki yapabilir. Yemek hakkında olumsuz sözler, çocuğun da aynı davranış ve sözleri kapmasına yol açabilir.

- Yemekler her gün yaklaşık olarak aynı saatte yenmelidir. Bu tutarlılık çocuğa hem güven duygusu verir, hem de kendini belli bir saatte yemeğe hazırlaması konusunda şartlandırır. Alıştığı saatte beslenmeyen çocuk, aç olsa bile, bir süre sonra yemeği unutur ve iştahı kaçar.

- Çocuğun yemeğini zevkli biçimde hazırlamalıdır. Yemeğin besleyiciliği kadar görünüşü de çocuğu yemek yemeye teşvik eder.

- Çocuk yemeğini bitirinceye kadar sofrada oturmaya zorlamamalı, yediği kadarıyla yetinip karşılıklı inatlaşmaya yol açmamalıdır.

Yaşlara Göre Yemek Yeme Davranışları;

İştah ve yemek tercihleri, sevilen sevilmeyen yiyecekler, yaştan yaşa ve çocuktan çocuğa farklılık göstermekle beraber genelinde aralarında bazı benzer davranış biçimleri vardır. Değişik yaşlarda izlenen bu tür yemek yeme özelliklerini şöyle sıralayabiliriz;

3 yaş: Genellikle iyi. En iştahlı yediği öğünler, kahvaltı ve akşam yemeğidir. Süte gereksinimi artar, daha fazla miktarda süt içebilir.

4 yaş: Orta. Sütünü çabucak ve isteyerek içer.

5 yaş: Genellikle iyi. İştah öğünden öğüne iniş çıkışlar gösterir.

6 yaş: Çok iştahlıdır. Çok yer. Yemeklerden çok, yemek aralarında yer. Yatmadan önce de bir şeyler ister. Her sevdiği şeyin en çoğu, en büyüğü kendine verilsin ister. En iştahsız olduğu öğün kahvaltıdır.

Sevdikleri, Sevmedikleri

3 yaş:
Önceki yaşa nispetle yemek seçme olayı azalır. Et, meyve, süt, tatlı ve şekerli yiyecekler daha çok sevilir. Yavaş yavaş sebze yemeğe alışır. Çiğnemeyi gerektiren yiyecekleri sever. Annesinden kendi sevdiği şeyleri pişirmesini ister.

4 yaş: Bazı yemekleri çok sever, bazılarını kesinlikle reddeder.

5 yaş: Bazı yiyecekleri kesinlikle yemek istemez: pişmiş kök sebzeleri, türlü gibi karışık yemekleri, bulamaçları sevmez. En çok et, patates, çiğ sebzeler, süt ve meyveleri sever.

6 yaş: Zaman zaman yemek seçme krizlerine girer. Yemekleri pütürlülüğü ve yumuşaklığına göre ayırır. Yeni yiyecekleri denemeyi sever; kompostoları, pişmiş sebzeleri sevmez. Et, patates, süt, çiğ sebze, dondurma, şeker, fındık ezmesi gibi yiyecekleri sever.

Yemek Yeme Becerileri;


3 yaş:
Kendi yemeğini kendi yemekte oldukça başarılıdır. Bazen dikkati çekmek için çeşitli numaralara başvurabilir.

5 yaş: Yemeğini kendi yer. Yemeğin sonuna doğru tabağındakileri bitirmek için yetişkinlerin yardımına ihtiyaç duyabilir. Bazı yiyecekleri yerken yardım edilmesi gerekebilir. Ekmeğine yağ, kaymak, reçel v.b. sürmek için bıçak kullanmaya başlar.

6 yaş: Çocuklardan bir kısmı yemeği elleriyle yemekten hoşlanır; bazıları ise ellerine bir lokma bile yemek bulaşmasını istemezler.

Sofra Kurallarına Uyma;

3 yaş: Döküp saçarak yer, kuralları harfiyen uygulamakta güçlük çeker. Önüne önlük takılması gerekebilir.

4 yaş: Konuşması yemesini engeller. Tuvalete gitmek için yemeğin ortasında kalktığı ve yeniden gelip oturduğu olur. Başka nedenlerle de sık sık sofradan kalkıp geri döner. Sofra kurallarına uyarak yemek yemeğe ilgi ilk bu yaşta görülür.

5 yaş: Akşam yemeğini mutfakta ve çabucak yemek ister. Sofrada konuşurken yemek yemeği unutur.

6 yaş: Yemek yerken kurallara uymak istemez ve uymakta da zorluk çeker. Çok konuşur, yemek döker, ağzını çok doldurur, lokmaları çiğnerken ağzını kapatmaz, her şeyi kapmak ister, masada bir uçtan öbür uca uzanır, suları devirir, sandalyesinde bir ileri bir geri sallanır, sürekli kıpırdar, rahat oturamaz, yere düşer, masa ayaklarını tekmeler, yemeği ağırdan alır, oyalanır, peçete ya da önlüğü istemez.

Yemek, beslenmek ve açlık gidermek için yenir. Yemek yeme davranışları çevreden öğrenilir ve biçimlendirilir. Sofrada ortaya çıkan ufak problemleri sorun haline getirmemelidir, çünkü her çocuğun iştahı ve yemek isteği çeşitli nedenlerden iniş çıkışlar gösterebilir. Tüm çocuklara dengeli yemesi ve hazmı kolay, zevkli yemekler sağlayıp, sakin ve huzurlu bir ortamda sunmalıdır.

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA